Çölyak hastalığında hastalığın ilk belirtileri tipik olarak gastrointestinal sistemi ilgilendiren ÅŸikayetler olsa da hastalık birçok hastada beraberinde ya da ilk belirtiler olarak üreme sistemini ilgilendiren semptomlarla ortaya çıkabilmektedir. Tanı konulmamış kiÅŸilerde adet görememe, erken menapoz ve vajinal kanama görülebilir. Çölyak hastası kadınlarda kısırlık ve tekrarlayan düÅŸük yapmalar, gebelik zehirlenmesi (preeklampsi) normal topluma göre daha sık görülmekte, kısırlık tedavisi sonrası gebe kalıp doÄŸum yapan hastaların çocuklarında erken doÄŸum, geliÅŸme geriliÄŸi ve düÅŸük kilolu bebek doÄŸurma izlenebilmektedir. Uygun diyet almayan ve emilim bozukluÄŸuna baÄŸlı beslenme yetersizliÄŸi olan annelerin çocuklarında görülen komplikasyonlar diyetine uyan annelerin çocuklarında çok daha az oranda görülmektedir. Ayrıca diyetine uymayan annelerin kanlarında artan otoantikorların da hem annede hem de bebekte geliÅŸme geriliÄŸi, düÅŸük yapma, erken doÄŸum, bebekte çeÅŸitli geliÅŸim bozuklukları olması gibi olumsuz geliÅŸmelere katkı saÄŸladığı düÅŸünülmektedir. Ayrıca tedavi konulmamış ya da tanı konulmuÅŸ olsa da glutensiz diyet uygulamayan annelerde ortaya çıkabilecek muhtemel eser element ve vitamin eksiklikleri, demir eksikliÄŸinden dolayı da annenin, gebelik sürecinin ve yeni doÄŸanın olumsuz etkilenmesi muhtemeldir. Bu vitamin eksiklikleri de yeni doÄŸanda malformasyonlar, anne ve bebekte ölüm riskinin artması, düÅŸük tartılı doÄŸum gibi durumlara yol açabilmektedir.
Çölyak hastası kadınların düzenli hekim kontrolünü ihmal etmediÄŸi sürece hamile kalmalarında bir sakınca yok. Bunlarla beraber çölyaklı birçok anne adayı hastalığı kontrol altında tuttukları sürece saÄŸlıklı bir hamilelik süreci geçirebilmektedir. Ayrıca hamilelik öncesi diyete dikkat etmenin saÄŸlıklı gebelerde de önerilen kompleks ve özellikle B grubu vitaminlerin, folik asitin düzenli kullanılması önem taşımaktadır.
Sonuç olarak çölyak hastası anne adaylarının düzenli doktor kontrollerine gitmeleri, glutensiz diyete uymaları hem kendileri hem de doÄŸuracakları bebekler açısından hayati önem taşımaktadır.
